NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU AMELU’L-YEVM VE’L-LEYL

<< 2608 >>

الإنذار

267- Uyarı Yapmak

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال حدثنا حاتم عن يزيد وهو بن أبي عبيد قال سمعت سلمة بن الأكوع يقول خرجت قبل أن يؤذن بالأولى وكانت لقاح رسول الله صلى الله عليه وسلم بذي قرد فلقيني غلام لعبد الرحمن بن عوف فقال أخذت لقاح رسول الله صلى الله عليه وسلم قلت من أخذها قال غطفان فصرخت ثلاث صرخات يا صباحاه فأسمعت ما بين لابتي المدينة ثم اندفعت على وجهي حتى أدركتهم وقد أخذوا يستقون من الماء فجعلت أرميهم بنبلي وكنت راميا وأقول أنا بن الأكوع واليوم يوم الرضع ثم ذكر كلاما معناه وارتجز حتى استنقذت اللقاح منهم واستلبت منهم ثلاثين بردة قال وجاء النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا نبي الله قد منعت القوم الماء وهم عطاش فابعث الساعة فقال يا بن الأكوع ملكت فاسجح ثم رجعنا

 

[-: 10748 :-] Seleme b. el-Ekva' der ki: Müezzin sabah namazı için henüz ilk ezanı okumadan yola koyuldum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sağmal develeri Zi Kared'de otluyordu. Yolda Abdurrahman b. Avf'ın bir kölesiyle karşılaştım. Bana: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sağmal develeri alındı!" deyince:

"Kim aldı?" diye sordum. "Gatafanlılar aldı!" deyince üç defa: "Baskın var!" diye seslendim. Sesimi Medine'nin iki taşlığı arasında kim varsa hepsine duyurdum. Sonrasında develeri alanların peşlerine düştüm. Develeri sulamak ve su içmek üzere iken onlara yetiştim. Hemen üzerlerine ok atmaya başladım ki iyi bir atıcıydım. Ok atarken de şu yönde şiir okuyordum:

"Ben ki Ekva'nın oğluyum! Bugün alçakların ölme günüdür!"

Bu şekilde develeri onların elinden kurtardım. Develerle birlikte onlardan otuz tane giysi de ele geçirdim. Sonunda Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e diğer Müslümanlar yetiştiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ey Allah'ın Peygamberi! Pek susamışlar, ama su içmelerine fırsat vermedim. istersen hemen üzerlerine birilerini gönder" dediğimde: "Ey Ekva'nın oğlu! Onların hakkından geldin, onun için biraz merhametli davran" karşılığını verdi. Sonrasında geri döndük.

 

Tuhfe: 4540.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (3041, 4194), Müslim (1806), Ahmed, Müsned (16513/2) ve İbn Hibban (4529) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا عمرو بن علي قال حدثنا يحيى ويزيد بن زريع قالا حدثنا التيمي ومعتمر عن أبيه عن أبي عثمان النهدي عن قبيصة بن مخارق وزهير بن عمرو قالا لما نزلت وأنذر عشيرتك الأقربين انتهى رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى رضمة من جبل فعلا أعلاها حجرا ثم قال يا بني عبد مناف إنما أنا نذير إنما مثلي ومثلكم كمثل رجل رأى العدو فخشي أن يسبقوه إلى أهله فجعل يهتف يا صباحاه

 

[-: 10749 :-] Kabısa b. Muharik ile Züheyr b. Amr bildiriyor: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" (Şuara Sur. 214) ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dağdaki bir kayalığın üzerine çıktı ve şöyle seslendi: "Ey Abdimenaf oğulları! Ben sizlere bir uyarıcıyım! Sizlere karşı, düşman birliklerini görüp de kendisinden önce ailesine ulaşmamaları için: ''Baskın var!'' diye seslenen biri gibiyim."

 

Tuhfe: 3652.

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim (207) ve Ahmed, Müsned (20605) rivayet etmişlerdir.

 

Sonraki iki hadis ile 11315. hadiste yine gelecektir.

 

''Ya sabaha!" ifadesi de yardım isteyen birinin yaptığı bir çağrıdır. Asıl kullanıldığı yer ise baskın anıdır. Baskınlar genelde sabah vakti yapıldığı içindir ki bu baskının yapıldığı güne "Sabah günü" de denilirdi.

 

 

أخبرنا محمد بن عبد الأعلى قال حدثنا معتمر عن أبيه قال حدثنا أبو عثمان عن زهير بن عمرو عن قبيصة بن مخارق قال أنزل الله تعالى على نبي الله صلى الله عليه وسلم وأنذر عشيرتك الأقربين فحدثنا عن نبي الله أنه أتى على صخرة من جبل فعلا أعلاه حجرا ثم قال يا لعبد منافاه يا صباحاه إني نذير وساق الحديث وقال في آخره أو كما قال

 

[-: 10750 :-] Kabısa b. Muharik der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" (Şuara Sur. 214) ayeti nazil olunca, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dağdaki bir kayalığın en yüksek yerine çıktı ve şöyle seslendi: "Ey Abdimenaf oğulları! Baskın var! Sizleri uyarıyorum ... " Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikreder. Sonunda da: "Veya buna benzer bir şey söyledi" der.

 

Tuhfe: 3652.

 

 

أخبرنا يعقوب بن إبراهيم عن بن علية عن سليمان مثله وقال أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم رضمة جبل فعلا أعلاها حجرا ثم قال يا لعبد مناف إني نذير إنما مثلي ومثلكم كمثل رجل رأى العدو فأراد أن ينذر أهله فخشي أن يسبقه العدو فنادى يا صباحاه

 

[-: 10751 :-] İbn Uleyye de Süleyman'dan naklen aynısını aktarır ve der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dağdaki bir kayalığın en yüksek yerine çıktı ve şöyle seslendi: "Ey Abdimenaf oğullan! Ben sizlere bir uyarıcıyım! Sizlere karşı, düşman birliklerini görüp kendisinden önce ailesine ulaşmamalan için onları uyarmak isteyip de: ''Baskın var!'' diye seslenen biri gibiyim."

 

Tuhfe: 3652.

 

 

أخبرنا محمود بن غيلان قال حدثنا معاوية وهو بن هشام القصار قال حدثنا سفيان عن حبيب عن سعيد بن جبير عن بن عباس قال لما نزلت وأنذر عشيرتك الأقربين قام رسول الله صلى الله عليه وسلم على الصفا فقال واصباحاه

 

[-: 10752 :-] İbn Abbas der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" (Şuara Sur. 214) ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Safa tepesine çıktı ve: "Baskın var!" diye seslendi.

 

Tuhfe: 5476.

 

 

أخبرنا أبو كريب محمد بن العلاء قال أخبرنا أبو معاوية قال حدثنا الأعمش عن عمرو بن مرة عن سعيد بن جبير عن بن عباس قال صعد رسول الله صلى الله عليه وسلم ذات يوم على الصفا فقال يا صباحاه فاجتمعت إليه قريش فقالوا مالك قال أرأيتكم أن لو أخبرتكم أن العدو مصبحكم أو ممسيكم أكنتم تصدقوني قالوا بلى قال فإني نذير لكم بين يدي عذاب شديد فقال أبو لهب تبا لك ألهذا دعوتنا جميعا فأنزل الله تعالى { تبت يدا أبي لهب وتب } إلى آخرها

 

[-: 10753 :-] İbn Abbas der ki: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Safa tepesine çıktı ve: "Baskın var!" diye bağırdı. Sesi üzerine Kureyşliler orada toplandı ve: "Ne oldu?" diye sormaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sabah veya akşam vakti düşmanın size baskın yapacağını söylesem bana inanır mısınız?" diye sorunca: ''Tabi ki sana inanırız" karşılığını verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O halde gelmekte olan çetin bir azaptan yana sizleri uyarıyorum" buyurunca, Ebu Leheb: ''Kahrolasın! Bizi bunun için mi buraya çağırdın!'' dedi. Bunun üzerine de: "Ebu leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde karısı da (ateşe girecek)" (Tebbet Sur. 1-5) ayetleri nazil oldu.

 

Tuhfe: 5594.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (4801, 4971, 4972), Müslim 208 (356), Tirmizi (3363), Ahmed, Müsned (2544) ve İbn Hibban (6550) rivayet etmişlerdir.

 

Bir öncesinde geçti, 11314, 11362 ile 11650. hadislerde yine gelecektir.